Mekanı güzelleştiren biraz da ruhudur, duvarlarına sinen çocuk çığlıkları mesela..
Ya da Lüzumlu İşler'le uğraşırken Gaye Ablamız yanağına kondurulan sıcacık bir çocuk öpüşüdür..
Dokunuştur; önce boyaya, sonra kuklaya ve hayata.. Bir tahta parçasına can üflemektir canımızdan..
Mekanın ruhu, biraz da yaşamın ruhudur. Hayallerimizin renkleriyle boyarız duvarları çünkü ve onların ipleriyle öreriz yaşam coşkumuzu..
Yola çıkarken en büyük amacımız sesimize ses bulmaktı; çığlık olmaktı; sessizliğe en çok.. Yeniden okumak, yeniden yazmaktı bildiklerimizi sizin bildiklerinizle yeni baştan..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder